Halil Turgut Özal (d. 13 Ekim 1927, Malatya - ö. 17 Nisan 1993, Ankara), Türkiye Cumhuriyeti'nin 45. ve 46. dönem hükûmetlerinde başbakanlık yapmış ve ardından sekizinci cumhurbaşkanı seçilerek, görevi başında hayatını kaybetmiş olan Türk siyasetçisi ve devlet adamıdır.
Babası Malatya/Çırmıktı'lı Ünlüoğulları'ndan[1] banka memuru Mehmed Sıddık, annesi ise ilkokul öğretmeni Hafize Hanım[2] olan Turgut Özal'ın Kürt asıllı olduğu aktarılmaktadır.[3][4][5][6][7] Bir dönem sonra Silifke'ye taşındıktan sonra, pilot olmayı isteyen Özal eşeğin üzerinden düşerek kolundan sakatlanınca bir kolu biraz daha kısa kalmış ve pilotluk hevesi de böylelikle sona ermiştir.[8]
4 yaşındayken Bilecik'in Söğüt ilçesine taşınan Özal, ilköğrenim hayatına burada başladı. Babasının görevi nedeniyle sık sık il değiştiren Özal, ortaokulu Mardin'de bitirir. Mardin'de lise olmaması nedeniyle, Konya Lisesi'nde eğitimine devam eden Turgut Özal bu dönem içerisinde kardeşi Korkut Özal da ona eşlik etmiştir. Son olarak Kayseri Lisesi'nde lise eğitimini bitiren Özal, İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği'ni burslu olarak okur. 1950 yılında mezun olur. Mühendislik yapar ve sonra siyasete girer.
Turgut Özal, ailesinin isteğiyle evlendiği Ayhan İnal'la 1952 yılında kısa süreli bir birliktelik yaşadı.[9] Bu evlilikten sonra çalıştığı kurum Elektrik İşleri Etüd İdaresi'nde sekreter olarak görev yapan Semra Yeyinmen[10] ile evlendi. Bu evlilikten sonra Ahmet, Zeynep ve Efe adında üç çocuk sahibi oldu.
Evlendikten sonra, Amerika'da ihtisas yapmaya giden Özal ekonomi branşında eğitim alır.
Geri döndüğünde EİEİ Genel Müdür Yardımcısı (ya da Genel Direktör Teknik Müşaviri; kayıtlar arasında ikilem mevcut) olur ve Türkiye'de elektrifikasyon üzerine projelerde çalışır.
1958 yılında Planlama Komisyonu'nda sekreterya görevini yaptıktan sonra 1959 yılında Ankara Ordanat Okulu'nda yedek subay olur. Dönemin Devlet Su İşleri Genel Müdürü (ve 33 sene sonra 9. Cumhurbaşkanı seçilecek olan) Süleyman Demirel de, 27 Mayıs darbesinden hemen sonra askere alınır ve yedek subay öğrencisi olarak aynı kurumda çalışır. ANAP kayıtlarına göz gezdirecek olursak, Özal'ın ona komutanlık ve öğretmenlik yaptığını görebiliriz. Askerliği sonrasında Devlet Planlama Teşkilatı'nın kuruluşunda çalışan Özal, 1965 seçimlerinden sonra Süleyman Demirel'in danışmanı olarak görev yapar. 1967 yılında DPT Müsteşarı olan Özal o dönem yaptığı iddia edilen yolsuzluklarla gündeme gelmiş, DPT'deki faaliyet ve düzenlemeleri dolayısıyla kendisi ve grubu "Takunyalılar" olarak anılmıştır.[1] 12 Mart 1971 darbesinden sonra 1973 yılına kadar Dünya Bankası Sanayi Dairesi'nde danışman olarak çalışan Özal yurda döndükten sonra başta Sabancı Holding olmak üzere birçok sektördeki, birçok şirket için yönetici olarak çalışır (Sabancı Holding'deki görevinin Genel Koordinatörlük olduğu ibelirtilmektedir).
1977 Genel Seçimleri'nde Milli Selamet Partisi'nden İzmir milletvekili adayı oldu; ancak seçilemedi[11]. 43. Hükümet döneminde Başbakanlık Müsteşarlığı ile DPT Müsteşar vekilliği görevlerine getirildi. 24 Ocak Kararları'nın mimarı olarak görev yaptı. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra, bu politikaları devam ettirmek amacıyla Bülend Ulusu Hükümeti'nde ekonomiden sorumlu Başbakan yardımcılığı görevine getirilir. Bu göreve getirildikten 22 ay sonra, 14 Temmuz 1982 yılında istifa etti.
Turgut Özal Türkiye Cumhuriyeti tarihinin hem DPT Müsteşarlığı hem de Başbakanlık Müsteşarlığı yapmış tek başbakanı ve cumhurbaşkanıdır.
I.Özal Hükümeti [değiştir]
20 Mayıs 1983'de Anavatan Partisi'ni kuran Özal 6 Kasım 1983'deki seçimlerde 400 kişiden oluşan parlamentoda 211 milletvekili çıkararak tek başına iktidar ve 45. Hükümet'in Başbakanı oldu.[12] 1984 yerel seçimlerinden de başarıyla çıkan Özal, 13 Nisan 1985'de yapılan ilk kongrede tekrar genel başkanlığa seçildi.
Türkiye'de artık olağan hale gelmiş olan her on yılda bir askeri darbe yapılmasını engellemek için, bu darbeleri hükümet'e önceden haber vermeyen MİT'e alternatif olacak şekilde, Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu'nu değiştirerek "Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı"nı kurdu. Nitekim, bu kurumun edindiği istihbarat sayesinde 28 Şubat sürecinde kurulan cuntalarla ilgili bilgiler dönemin İçişleri Bakanı'na, dönemin Başbakanı'na ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e iletildi[13]. Ergenekon davası ile açığa çıkan bilgilere göre 2002-2005 yılları arasında planlanan Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven darbe teşebbüsü iddiaları de bu birim sayesinde yakından takip edilebildi[14][15].
II.Özal Hükümeti [değiştir]
1987 yılında yapılan genel seçimlerde, 292 milletvekili çıkartarak tekrar çoğunluğu sağladı ve 46. Hükümet'in Başbakanı oldu.
İktidarda bulunduğu 1983-1991 döneminde Türkiye ekonomisi ortalama yıllık yüzde 5,2 oranında büyümüş ve Türkiye'nin GSMH'si Dünya toplamının binde 9,68'inden binde 11,21'ine yükselerek Osmanlı Devleti'nin 1908'deki seviyesine gelmiştir.[16]
- Ana madde: Turgut Özal Suikastı
18 Haziran 1988 Cumartesi günü Ankara Atatürk Spor Salonu'nda Anavatan Partisi'nin 2. Olağan Kongresi'nin düzenlendiği sırada, sonradan kontrgerilla olduğu ortaya çıkan Kartal Demirağ, kendisine suikast girişiminde bulunmuştur. Foto muhabirleri ve televizyon kameraları için hazırlanmış olan platformun önünden ve Özal'a 12 metre öteden saat 12.15'te iki el ateş eden Demirağ, Turgut Özal'ı sağ elinden yaralamıştır. Saldırı sonrası etrafa rastgele ateş açan korumalar ise 18 kişinin yaralanmasına sebep olmuştur. Yaralananlar arasında Bakan İmren Aykut da vardır.
Önce ölüm cezasına çarptırılan, ardından cezası 20 yıla indirilen Kartal Demirağ'ı cumhurbaşkanlığı döneminde affetmiştir. Dönemin Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri olan Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu'nu ise olayın detayları açığa çıkınca re'sen emekliye sevketmiştir.
Özal ve Güneydoğu Sorunu [değiştir]
Barzani'ye uluslararası alanda rahat seyahat edebilsin diye Türk Pasaportu (kırmızı pasaport) vermiştir. Yıllar sonra Barzani bu pasaportu 2007 yılında Türkiye'ye iade etmiştir.
Türk pasaportu verilen bir diğer Kürt lider Celal Talabani, verdiği demeçlerde, 1993 yılında Süleyman Demirel-Erdal İnönü koalisyon hükümeti kurulduktan sonra, Eşref Bitlis'in katledilmesi ve Turgut Özal'ın vefatına kadar, TC ile PKK terör örgütü arasında gizli arabuluculuk yaptığını da iddia etmiştir.[17]
Cumhurbaşkanlığı [değiştir]
Dönemin Azerbaycan Cumhurbaşkanı
Ebulfez Elçibey ile Turgut Özal halk'ı selamlarken 1993
Kaymakamlığı ziyaret eden Özal ve Eyüp Culum (16 Ağustos 1991)
Cumhurbaşkanlığı seçiminde, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün seçimine benzer
Aynı durum yaşanmış ve SHP ve DYP seçimlere katılmamıştır. İlk turda Turgut Özal 247, ANAP Burdur Milletvekili Fethi Çelikbaş 18 oy aldı. 17 oy boş çıkarken 3 oy geçersiz sayıldı. İkinci turunda 284 milletvekilinin katıldığı oylamada adaylardan Başbakan Turgut Özal 256 oy alırken, Fethi Çelikbaş 17 oy aldı. 2 oy geçersiz sayılırken 9 oy boş çıktı. 31 Ekim 1989 tarihinde gene muhalefetin katılmadığı 3'üncü tur oylamasında Turgut Özal 263 oy alarak Türkiye Cumhuriyeti'nin 8'inci Cumhurbaşkanı oldu. 9 Kasım 1989 tarihinde resmi olarak görevine başladı. Bu seçimden akılda kalan ise alışamadık diyenlere, alışırsınız, alışırsınız demesidir. Cumhurbaşkanlığı döneminin en önemli olayı 1. Körfez Savaşı'dır (Kuveyt'in Irak tarafından işgali). Bu olayda çok aktif rol almıştır. Petrol kaynaklarının kontrolunu elinde tutan Saddam Hüseyin'in Türkiye için büyük bir tehlike teşkil ettiğine inanıyordu. Saddam’ın bölgeyi hakimiyeti altında tutmasına izin verilemeyeceğini düşünüyordu. Saddam’ın uzaklaştırılması için mümkün olan herşeyin yapılması konusunda fikren ve siyasi açıdan son derece istekliydi. Bu nedenle A.B.D.'ye bu konuda açık destek verdi.[18] Harekata Türk Ordusunun da katılıp, Misak-ı Milli sınırları içinde olan Musul ve Kerkük'e girilmesini isteyince, zamanın Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay görev süresi sona ermeden 3 Aralık 1990 tarihinde kendi isteği ile Genelkurmay Başkanlığı görevinden emekliye ayrıldı; görevden ayrılmasına sebep olarak da 1. Körfez Savaşı'nda hükümetin tutumuna tepki olduğu öne sürüldü.
Ölümü ve cenazesi [değiştir]
Turgut Özal'ın ölüm tarihi, Süleyman Demirel'in 21 Ekim seçimlerinde "500 günde herkese 2 anahtar" (biri ev, biri araba için) vaadiyle iktidara gelmesinden 533 gün sonra, hemşehrisi ve Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis'in şüpheli ölümünden tam iki ay sonra gerçekleşmiştir.[17] 5 ülkeyi kapsayan 12 günlük Türkistan gezisinden sonra vefat etmiştir.
Turgut Özal'ın cenazesine Türkiye'nin dört bir yanından yüzbinlerce kişi akın etmiş, televizyonlardan canlı yayımlanmış; ülkede bayraklar yarıya indirilmiştir. Dönemin Amerika Birleşik Devletleri Başkanı, Turgut Özal ile de yakın dost olan George H. W. Bush beklentilerin aksine cenaze törenine katılmamıştır. “Öldükten sonra beni İstanbul’a defnedin, kıyamete kadar Fatih Sultan Mehmed’in manevi ruhaniyeti altında bulunmak istiyorum” şeklindeki vasiyetine uyularak kendisi tarafından yaptırılan Adnan Menderes’in anıtmezarının bulunduğu Topkapı'da kendisi için hazırlanan anıtmezara defnedildi.[19]
Bir suikasta kurban gitmiş olabileceği de yıllardır tartışılmaktadır.[20] Turgut Özal'ın limonatasına katılan arsenikle zehirlendiği iddiasını[21] ortaya atan eşi Semra Özal, delil olarak da saç örneğini ABD'de tahlil ettirdiğini belirtmektedir.[22] [1]
- ^ a b Emin Çölaşan, "Turgut Nereden Koşuyor?-Turgut'un Serüveni (İki Kitap Birarada)" s. 32 Bilgi Yayınevi, Ankara, 2008
- ^ Tarihten bir yaprak
- ^ Eric Edelman, "Three Legacies: Ataturk, Inonu, and Ozal and the Making of the U.S.-Turkish Relationship", The Washington Institute for Near East Policy
- ^ ABD Büyükelçiliği resmî sitesi, erişim tarihi: 26 Aralık 2008 (ABD Savunma Bakanı Yardımcısı ve Eski Türkiye Büyükelçisi Eric Edelman’ın Washington Enstitüsü’nde gerçekleştirilen Sekizinci Turgut Özal Konferansı’ndaki resmî açıklamaları, Washington DC, 19 Haziran 2006)
- ^ Emre Kızılkaya, "Obama, Turgut Özal ve Ahmet Türk: Militan siyasete karşı birleştirici liderlik" erişim tarihi: 26 Aralık 2008 13 Kasım tarihli Hürriyet gazetesi
- ^ toplumsalhaber.net Necdet Pekimezcioğlu, "Kürt Kürtlüğünü..." (27 Kasım 2008); erişim tarihi: 26 Aralık 2008
- ^ Howard Eissenstat, "Kürt sorununun çözümü içeride", erişim tarihi: 26 Aralık 2008 15 Ağustos 2007 tarihli Radikal gazetesi
- ^ Malatya Valiliği
- ^ http://www.haftasonu.com.tr/ask_hikayeleri/04487/
- ^ Çölaşan, a.g.e. s. 145
- ^ http://www.kenthaber.com/dogu-anadolu/malatya/Kimdir/iz-birakan/turgut-ozal
- ^ http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ardic/2009/05/09/ilerici_esekler
- ^ http://www.atin.org/detail.asp?cmd=articledetail&articleid=452
- ^ http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=939666&Date=08.06.2009&CategoryID=77
- ^ http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/akoz/2009/07/01/karizmayi_cizdirme_riski
- ^ http://www.ggdc.net/Maddison/Historical_Statistics/horizontal-file_03-2007.xls
- ^ a b http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/12311704.asp?yazarid=10
- ^ Abramowitz: Türkiye Destekleyecek
- ^ http://www.malatya.gov.tr/malatya/TURGUT.HTM 2
- ^ http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=27219 Büyük Türkiye Cumhuriyeti’ni kuracaktı
- ^ http://taraf.com.tr/makale/8286.htm
- ^ http://kurtlar-vadisi-gladioo.blogspot.com/2009/06/ozal-musul-ve-kerkuke-girecek-diyemi.html
Sayfa kategorileri:
Türkiye Cumhuriyeti devlet başkanları |
Türkiye Cumhuriyeti başbakanları |
44. Hükümet - 12 Eylül Dönemi, Bülent Ulusu Hükümeti |
45. Hükümet - 1. Özal Hükümeti |
46. Hükümet - 2. Özal Hükümeti |
Malatyalılar |
Turgut Özal |
1927 doğumlular |
1993 yılında ölenler |
Türk muhafazakârlar
Turgut Özal suikastı, 1988 yılında dönemin Türkiye Cumhuriyeti başbakanı olan Turgut Özal'a yönelik suikast girişimi.
Olay 18 Haziran 1988 günü Anavatan Partisi'nin olağan genel kongresi yapıldığı sırada gerçekleşmiştir. Özal konuşma yapmak için kürsüye çıktıktan kısa bir süre sonra saat 12:18'de Kartal Demirağ adlı bir saldırgan tarafından iki kez ateş edilmiş ve kurşun Özal'ın önünde bulunan mikrofonun ayağında sekip sağ el başparmağını yaralamıştır. Özal bunun ardından yaralı halde kürsüden şu sözleri sarfetmiştir. "Bilhassa belirtmek istiyorum; Allah'ın verdiği ömrü, O'nun isteğinden başka alacak yoktur, biz de O'na teslim olmuşuzdur"
Suikastçı Kartal Demirağ Özal'a ateş ettikten sonra kaçmaya çalışmış ancak başbakanın korumalarından birinin açtığı ateşle yaralanması sonucu yakalanmıştır. Önce idama mahkum edilen Demirağ'ın cezası 27 Ocak 1989'da 20 yıl hapis cezasına çevrilmiştir. Demirağ 4 yıl hapis yattıktan sonra Turgut Özal tarafından 1992 yılında affedilmiştir.
Anavatan Partisi milletvekillerinden emekli askeri savcı Faik Tarımcıoğlu suikast sırasında salonda makineli tüfekli bir kişinin daha olduğunu[1] ve o esnada yaşanan kargaşadan yararlanıp kaçmayı başardığını fark etmiştir. Sonradan Kartal Demirağ'ın suikastta kullandığı silahın yalnızca iki kez ateş edilebilen bir silah olduğu, şarjöründeki yayda bulunan bir mekanizmanın silahın üçüncü kez ateş etmesini önlediği de tespit edilmiştir. Bu durum makineli tüfekli kişinin suikast sonrasında Kartal Demirağ'ı konuşmaması için öldürmeyi planladığı ve Demirağ'a kendisini korumasına fırsat vermemek için bu silahın verildiği şeklinde yorumlanmıştır.[2][3]Ayrıca kardeşi Korkut Özal'a göre Özal'ın kendisine yönelik suikast girişimini soruşturmuş ve arkasındaki gücün ne olduğu konusunda bir noktaya kadar gelmiştir. Ancak gerçeği anlayınca "Madem öyleyse, kalsın..." diyerek suikastın üzerine daha fazla gidememiştir. Korkut Özal kardeşinin kendisine olayın arkasındaki örgütün ne olduğunu söylediği ancak verdiği bu sırrı ağabeyinin müsade etmediği için açıklayamayacağını söylemektedir. Özal'a yönelik gerçekleştirilen suikastın arkasında Ergenekon adlı örgütün olduğu da iddia edilmiştir.[4]
Özal Suikastının soruşturulmasına dönemin Millî Güvenlik Kurulu genel Sekreteri Sabri Yirmibeşoğlu'nun engel olduğu yönünde iddialar da vardır.[5][6]
Özal Emlakbank'ı dolandırmakla suçlanan Afyonlu işadamı Kemal Horzum'dan kuşkulanmıştır. Banka bünyesinde Horzum'u soruşturan komisyona, suikast işiyle de ilgilenmelerini istemiş. Komisyon üyeleri suikastçı Kartal Demirağ'ın ve Horzum'un memleketi olan Afyon'a gitmiştir. Orada ne bulduklarını komisyon üyelerinden Uğur Tönük, daha sonra TBMM'de kurulan Horzum Araştırma Komisyonu'na şu sözlerle anlatmıştır: "Afyon Dazkırı'da 1974-77 seneleri arasında Ege'de meydana gelen sol hareketleri önlemek için bir kontrgerilla teşkilatı kurulduğunu, Kartal Demirağ'ın da bu teşkilatın yetişmiş bir elemanı olduğunu tespit ettik." [5]
Komisyon soruşturmayı derinleştirdi ve Özal'ı vuran silahı suikastçı Demirağ'a Kongre salonunda polislerin verdiği yönünde duyumlar aldı. Afyon'daki teşkilatın üzerine gidilmesine karar verildi. Komisyon üyesi Uğur Tönük'e sözlerine göre kendisi bu sıralarda, Ortaköy'de bir villaya davet edildi. MİT görevlisi olduklarını düşündüğü üç görevli kendisine "Bu tahkikatı kesin" dedi ve Sabri Yirmibeşoğlu'nun adını vererek "Paşa kararınızı bekliyor" dediler. Bir süre sonra Tönük soruşturmadan çekildi. Uğur Tönük bu olayı o dönem yalnızca Turgut Özal ile paylaştığını söylemiştir. Yirmibeşoğlu bir yıl sonra Cumhurbaşkanı Özal tarafından emekliye sevkedildi.[5]
Ayrıca bakınız [değiştir]
- ^ http://taraf.com.tr/makale/8286.htm
- ^ Dündar, Can (17 Temmuz 1999). Özal'ın parmağı Kartal'ın parmağı. Can Dündar. 7 Ocak 2009 tarihinde erişilmiştir.
- ^ ZAMAN, Özal suikastının tutanaklarını açıklıyor: İkinci suikastçı SALONDAYDI. Zaman (11 Mayıs 2001). 7 Ocak 2009 tarihinde erişilmiştir.
- ^ Dündar, Can; Kazdağlı, Celal (7 Ocak 1997). 40 dakika. Can Dündar. 7 Ocak 2009 tarihinde erişilmiştir. “Erol Mütercimler de birçok kimsenin bunu bildiği kanısında: “Bülent Bey kendi araştırmalarında bu Ergenekon’ un ne olduğunu gördü. Bırakın siz onu, Turgut Özal’a, bir suikast girişimi yaşandı, ki Cumhuriyet tarihinde tanıdığım en gözü kara, daha doğru deyimiyle en deli cesareti olan Cumhurbaşkanlarından birisiydi, bu yadsınmaz bir gerçek. Kendisine yapılan suikastı araştırdığında ne dedi? ‘Bir örgüte geldim çakıldım.’ İşte bu örgütün adı Ergenekon.”
Turgut Özal suikastı, Ecevit’e Çiğli’de düzenlenen suikastten sonra, nedeni ortaya konamayan bir saldırı olarak dosyasına kaldırılmıştı. Silahı ateşleyen ülkücü Kartal Demirağ, ifadesinde bazı komando kamplarında askeri şahıslardan gerilla eğitimi aldığını açıkladı. Cumhurbaşkanı Özal’ın olayı soruştururken, suikastın ardındaki gücün kim olduğu konusunda bir noktaya kadar geldiği ve o noktada gerçeği anlayınca “Madem öyle, kalsın” dediğini ölümünden sonra kardeşi Korkut Özal açıklayacak ve “Bunun ne olduğunu ağabeyim müsaade etmediği için açıklayamam” diyecekti. Ergenekon’un sırrı böylece yine çözülememiş oluyordu. Ta ki Susurluk kazasına kadar.”
- ^ a b c Dündar, Can (8 Ocak 2006). Gizlenen örgütün başındaki adam: Sabri Yirmibeşoğlu 'Özel Harp'çinin tırmanış öyküsü. Milliyet. 9 Mart 2009 tarihinde erişilmiştir.
- ^ Balta, Halil İbrahim (17 Temmuz 1999). Suikastın perde arkası. Zaman. 18 Haziran 2009 tarihinde erişilmiştir.